Hesaplaşma


Hayatı kaybetmek için bu kadar çabaladıktan sonra iyi ve yalnız bireyler olsak ne fayda? Sırf yalnızız diye yeni hayatlarımızın olmasını istemek hak mı? Üstelik çoğumuza gelen yeni hayatları elimizin tersi ile itip başka hayatlara gıpta ile bakıyoruz. Çok geç artık. İyi insan olmak yetmez.

Sen değil miydin kendini yok eden? Ne şimdi bu mazlum tavırlar?

Kaybettikten sonra hiçbir şeyin önemi kalmaz. Sen sahipken kıymet bilmedin. Elindeki hayatı yok etmek adına her adımı attın. Şükretmedin, sevmedin, tanımadın. Sen hayatı kendi ellerinle boğdun. Sonra da onu kaybedince daha kötülerini yaptın. Aynaya bakabiliyor musun? Vicdanın rahat mı? Sen, hayatın ellerinden gittikten sonra onu geri isteyecek kadar masum kaldın mı? Kalmadın! Daha kötüsünü yaptın, hep daha ileriye gittin. Yapmam, ''bu kadar da olmaz'' dediğin her şeyi yaptın.  Hırsızlık ettin, başka hayatlar çaldın kendine. Olmadığın kişi oldun, kötü işler başardın. Yetmedi! Herkes gibi oldun, farklı hissetmek için.  Vaktinde farkedemedin; o ayakkabı ayağına göre değildi. Sen o değildin.  Tiksiniyorum senden. Nasıl böyle birine dönüşebildin? O nefret ettiğin tipler, en yakın arkadaşın, hatta ''sen'' oldular. Hatalarını kabul ederek günah çıkaramazsın; bu bir mit! Halbuki tanrı sana başka hayatlar sundu ve sen bunu istemedin. Hemde o yoldan gitseydin daha temizdin. Sen önceki hayatına ihanet etmemek için kendinden vazgeçtin. İhaneti kendine ettin. Hayat zorbaydı, sen de zorba oldun. Karakterin garipsedi, ondan da vazgeçtin! İnsanlar seni daha çok kabullendi, daha çok sevdi. Herkesle iyi anlaştın. Çok dostun oldu. Sen, doğru yolda gittiğini düşündün. Önceki hayatına kızdın. Ona sitemler ettin. Dedin ki: ''Ya hu ben süpermişim, beni mahveden seni yaşamakmış!''. Sen de biliyorsun; bu koca bir yalan! Sen harikaydın ve önceki hayatının bunun ile bir ilgisi yok. Bir önceki hayatında sen sadece şımarıklık ettin. Ellerindeyken her şey, sen egona yenildin. Yenilmeyecektin! Başaramayacağın hiçbir şey yoktu, mutsuz olman için bir sebep yoktu ama sen ne yaptın? O kuvvetli zamanlarından kendi isteğin ile, göz göre göre vazgeçtin. Giderek o olduğun insandan uzaklaştın. En sonunda kaybettin. Hayatın sana iyi davranmasını arzulamayı haketmedin. Hayat inanılmaz negatif, dünya tersine dönüyor. Bundan ne kadar muzdarip olsan da, doğrusunu isteyecek kadar saf kalmadın. Bu yüzden hayata kızgın olma. Zaten o kadar güzelini hakedecek hiçbir şey yapmadın. Hayat ne kadar çirkinleşse de sen o kadar güzelini haketmedin...

Şimdi sana yetişkin gözü ile bakıyorlar. Sen hiç yetişkin olmak istemedin ki. Sen hiç büyümek istemedin. Bunu sık sık dile getirdin. Ama şimdi buradasın ve herkese akıl vermektesin. İşin absürtlüğü buradan başlıyor: Herkeste senden akıl almak istiyor. Onlara ne yapmaları gerektiğini çok güzel açıklıyorsun. Onlarda bunu dinliyor ve motive oluyorlar. Onlar hayatlarını senin de yardımın ile bir nebze yoluna sokuyorlar. Peki bunu nasıl başarıyorsun? Çünkü daha önce gördün, izledin, deneyimledin. Sen yaptığın hataları hatırlıyorsun. Gitmemen gereken o yoldan geçtiğini hatırlıyorsun. Bu yüzden yavaş yavaş uyanıyorsun. Ama tembelliğe vakit yok! Kalk! Artık kendine gelme vakti. Sen mücadelelerin insanısın, hep öyleydin. Yeni mücadelen, eski hayatını kazanmak değil, eski benliğini kazanmak. Çocukken olduğun kimliğe sahip olmak. Sen ''O''sun. Yeni bir hayat ancak o zaman başlayacak. Çünkü yeni hayat, aslında hep sahip olduğunun değişmesiyle başlamaz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınızda illegal, argo, saldırgan kısaca herhangi kötü bir şey kullanmayınız. Teşekkürler

Beni takip et